islamsevdasi
  Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

Sitemize Üye OLduğunuz İçin Teşekür Ederiz.Üye OLmak için Daha kayıt olmadın mı? TıKlayınız!!!

Forum - Kuran'da Övülen Gerçek Saygı Nasıldır?

Burdasın:
Forum => Kur-an Hakkında => Kuran'da Övülen Gerçek Saygı Nasıldır?

<-Geri

 1 

Devam->


islamsevdasi
(şimdiye kadar 3 posta)
01.07.2008 12:26 (UTC)[alıntı yap]
Din ahlakından uzak yaşayan toplumlardaki saygı anlayışı neden yanlıştır?

Çok yaygın olan hatalı saygı anlayışının temelindeki nedenler nelerdir?

Bu yanlış saygı anlayışının düzeltilerek gerçek saygının Kuran’da bildirilen samimi şekliyle yaşanması için ne yapmak gerekir?

Toplum tarafından benimsenmiş çok sayıda kural vardır. Saygılı olmak, bu kuralların başında gelir. Ancak, Kuran’da da en güzel davranış biçimlerinden biri olarak övülen saygı, bazı kişiler tarafından yanlış değerlendirilmektedir.

Sevgi, şefkat, merhamet, fedakarlık, sabır, ince düşünce gibi güzel ahlak özellikleri Kuran ahlakına göre yaşamayan toplumlarda, nasıl yanlış temeller üzerine kuruluysa saygı anlayışı da birtakım çıkarlar, yanlış temeller üzerine kuruludur. Böyle bir toplumda insanlara saygı kavramının ne anlama geldiği sorulduğunda bu soruya çoğunlukla sınırlı ve hatalı bir tanımla cevap verilir. Bu kişilere göre, saygı herhangi bir nedenle (iş, okul, hastalık, arkadaşlık, evlilik vb.) ilişki içinde oldukları kişilerin düşüncelerine, sözlerine, davranışlarına ve toplum içindeki itibarlarına karşı gösterilmesi gereken, duruma göre şekillenen ve devamlılığı olmayan bir görgü kuralıdır. Ancak bu tanım, eksik ve hatalı birtakım ifadeler içerir. Nitekim bu kişilerin davranışları gözlemlendiğinde karşı tarfa içlerinden gelerek saygı göstermedikleri hemen teşhis edilebilir. Bu yanlış davranışı düzeltmek için ise öncelikle hatalı saygı anlayışının nedenlerini kavramak gerekir.

Yanlış Saygı Anlayışının Nedenleri


Benlik Vermek

Din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda insanların büyük bir kısmı çevrelerindeki insanların Yüce Allah’tan bağımsız (Allah’ı tenzih ederiz) varlıklar olduğunu düşünürler. Bu kişilerin sahip oldukları zeka, zenginlik, makam, mevki gibi özelliklerin kendi başarılarından kaynaklandığını zannederler. Bu nedenle de o kişilerin sözlerine, davranışlarına, toplum içindeki itibarlarına karşı göstermelik bir saygı duyarlar. Ancak bu davranış biçimi, temelinde şirk gibi büyük bir günahı barındırır ve gerçekte Yüce Allah’a gösterilmesi gereken saygının, O’nun tecellileri olan kişilere yöneltilmesine neden olur.

İnsanlara ve onların düşüncelerine saygılı olmak, haklarını korumak, gerektiğinde fedakârlık yapmak elbette çok güzel davranış özellikleridir ve Kuran’da da bu şekilde davranılması emredilmiştir. Ancak burada kastedilen yanlış saygı anlayışında, Allah’a ve O’nun yarattığı kadere teslim olmak yerine, çareyi insanlarda arayan ve onlardan yardım bekleyen bir zihniyet hakimdir. Bu saygının temelinde ise birtakım korkular, kendilerinden üstün gördükleri kişilere karşı duyulan eziklik ve aşağılık kompleksi gibi çok farklı psikolojiler vardır:


Gelecek Korkusu

İnsanların bir kısmı Yüce Allah’ın Rezzak (Rızık veren, insanların faydasına olmak üzere nimetlerini veren) ismini gereği gibi takdir edemedikleri için, dünya üzerindeki herkese ve her canlıya rızkı verenin O olduğunu düşünmezler. Bu nedenle iş yerlerinde patronlarına ve amirlerine tamamen çıkar ilişkisine dayalı gerçek olmayan bir saygı gösterirler. Tabi burada önemli bir ayrımı belirtmekte fayda vardır: İnsanların iş ortamında birbirlerine saygı göstermeleri elbette güzel ve doğru bir davranıştır. Ancak kişilerin bunu yaparken kendilerine sağlayabilecekleri maddi menfaatleri değil, Allah'ın rızasını esas almaları gerekir. Fakat bu hatalı zihniyete sahip kişiler işten atılma, aç kalma ve gelecek korkusundan kaynaklanan bu yanlış saygı anlayışı ile kendilerinden üst makamdaki kişileri adeta putlaştırırlar. (Allah'ı tenzih ederiz) Oysa Yüce Allah her insanın ancak bir kul olduğunu şöyle bildirmiştir:

"Allah'tan başka taptıklarınız sizler gibi kullardır. Eğer doğru iseniz, hemen onları çağırın da size icabet etsinler." (Araf Suresi, 194)


Aşağılık Kompleksi

Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda insanların en çok saygı yönelttikleri kişiler, kendilerinden zengin, iyi eğitim görmüş, şöhretli, makam ve mevki sahibi olanlardır. Bazı insanlar kendilerinin sahip olmadığı bu özellikleri başkasında gördüklerinde bütün bunları o kişinin kendi iradesi ile kazandığını zannederler. Oysa insanlara sahip oldukları tüm bu özellikleri veren Allah’tır.


Kendini Beğendirme İsteği

Titizlikle kaçınılması gereken bu kötü ahlak özelliği, insanlara benlik verip kendilerini bu kişilerin yanında ezik hisseden zayıf kişilikli insanlarda görülür. Bu kişiler kendilerini beğendirmek adına saygılı bir üslup geliştirmeye çalışırken, son derece yapay bir kibarlığa bürünürler. Özellikle de karşı taraftan bir istekte bulunacakları zaman iyice ezilirler ve tavırları doğallıktan uzaklaşır. Oysa kendisine saygı duyulmasını isteyen bir kişinin yapması gereken sadece, Yüce Allah’a iman ederek O’nun Kuran’da bildirdiği ahlakı yaşamasıdır. Kişi ancak bu takdirde kaliteli, diğer insanlarda doğal bir saygı uyandıran ve örnek gösterilen bir insan olabilir.


Yüce Allah’ın Kuran’da Yasakladığı Davranış ve Fikirlere Hoşgörü ile Bakmak Yanılgısı

Din ahlakına uymaktan kaçınan toplumlarda insanların sahip olduğu hatalı saygı anlayışında, Darwinizm ve komünizm gibi Allah’ın varlığı ve birliğini inkâr eden (Yüce Allah’ı tenzih ederiz) fikirlere “düşünceye saygı”, Kuran’da yasaklanan cinsel sapkınlık, zina gibi çirkin tavır ve davranışlara ise “kişisel tercih” düşüncesi ile saygı duyulur. Oysa bunlar, Kuran ahlakına aykırı olan, Rabbimiz’in titizlikle kaçınılmasını emrettiği, toplumsal düzeni bozan, ahlaki çöküntü ve dejenerasyon oluşturan, son derece tehlikeli düşünce ve davranışlardır. Bu sapkınlıkların, yanlış fikir ve felsefelerin toplum içinde son bulması içinse, Kuran ahlakının yayılması büyük önem taşır. Bu nedenle tüm Müslümanlara büyük bir sorumluluk düşmektedir. Samimi iman sahipleri, yaşamları boyunca aldıkları yanlış telkinler sonucunda Kuran’da yasaklanan davranış ve fikirlere yönelmiş kişilere, insanı refaha ve asil bir hayata kavuşturacak tek ahlak modelinin Kuran ahlakı olduğunu tebliğ etmekle yükümlüdürler. Müminlerin bu sorumluluğu Kuran’da şöyle bildirilmiştir:

"Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır."(Al-i İmran Suresi, 104)

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 366
Bütün postalar: 376
Bütün kullanıcılar: 13
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  Bugün Sitemize 33776 ziyaretçi (90697 klik) Burdaydı! 2008 © Copyright ßy KaRaKuLe~DeVReM ® Tüm HakLar sakLıdır.  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol